Vincent Van Gogh



Herkesin deli olarak bildiği bir insanın ne kadar yetenekli olabileceğinin büyük bir örneği. Vincent aslında düşülenin aksine çok çok zeki idi.Sürekli kitap okuyup okuduğu tüm kitaplardan sürekli yeni bir şeyler öğretiyordu. Vincent aynı zamanda çok hayır sever bir insandı.Aynı zamanda çok dindar bir insandı.İnsanlara kendini duyura bilmek için resim yapmaya karar verdi. Vincen çocuğu olan bir hayat kadınına tutkulu bir şekilde aşık oldu.Çok dindar olan babası tabi ki bu ilişkiye karşı çıktı.Belli bir süre parasızlık içinde kardeşinden geçindikten sonra gitti ve bir baş yapıt yaptı.(patates yiyenler) Bu resim gerçekten mükemmel ve kusursuz.Bu resimde anlatılmak istenen esas unsur bütün gün çalışan insanların geceleri karınlarını patates yiyerek doyurmaları.Bana göre bu koyu renkler bu yüzden kullanılmış .Fakat o dönemin Londra sında zenginlere satabilmek adına daha renkli resimler çizmesi gerekirdi.Fakat van gogh bu resimlerde kendini buluyordu.Kardeşinin resimlerini çok iç karartıcı bulmasına ramen Van Gohg bu karanlık renkleri kullandığı portresini kardeşine hediye etti.Vincent sonunda renkli resimler yapmaya başladı.Düşününce alışkanlıkları değiştirmek zor olsa da o bunu çok kolay bir şekilde değiştirdi hatta renklerin büyüsüne kapıldı.Kendi tarzına andıran bir ressamla arkadaşlık kurar ve vincent Gauguin'i arles e çağırır.Ve uzun bir süreyi birlikte geçirirler.Fakat sonra yollarını kısa süre içersin de ayırırlar.ayakkabı ve ayçiçeğinden oluşan iki tablosunu davet olarak Gauguin e gönderdi.Vincent Gauin in çağrısını reddettiğini düşündü bunun üzerine Vincent bunu unutmak için kendini dahada çok resme verdi.Fakat belli bir süre sonra Gauguin geldi ve Vincent in tereddütleri kayboldu. Paul bundan kısa bir süre sonra gogh ile yollarını ayırdı ve gohg un sanat anlayışına aykırı resimler yapmaya başladı.Tek sorun bu değildi sanata bakış açıları da tamamen değişmişti. Gauguin Vincent in bir günde bir resim bitire bilmesini kıskanarak Vincent in ayçiçeği çizerken ki portresini çizdi.Vincent bir sara hastasıydı ve kardeşinden gelen kötü haberler onu git gide daha kötü şekilde etkiliyordu.Vincent en büyük arkadaşı ve rakibi olan Gauguin i kaybetme korkusuna dayanamadı ve ona bir haber gösterdi.Haberde bıçaklı biri tarafından saldırıya uğrayan biri hakkında yazıyordu.Bu büyük bir tehditti bu olaydan sonra ünlü kulak kesme olayı yaşandı. Vincent bundan kısa bir süre sonra kendi isteği ile akıl hastanesine yattı.Kendini daha iyi hissettiği zamanlarda evine gidip birkaç tablo ile öz güvenini yeniliyor ve hastaneye geri dönüyordu.Vincent bir akıl hastası değil bana sorarsanız bir dahi idi.Krizleri sürekli sıklaşıyordu fakat bu onu durduramıyordu yaptığı er resimle biraz daha kusursuz bir sonuç elde ediyordu.Van gogh 1889 da son portresini yaptı o bu portreye sıradan gözüyle baktı fakat değildi.Bundan sonra buğday tarlası adlı mükemmel bir çizim yaptı.Bu kadar iyi resim yapan bir insanın kendi canına kıyması ne acı.Kardeşinin karısı ve çocuğu olmasının üzerine Vincent a olan desteğini kesti ve bu Vincent a oldukça büyük bir acı verdi.Vincent Van gogh karnına bir kurşun sıkarak intahar etti.29temmuz 1890 da hayatını kaybetti.Yaklaşık bir yıl sonra kardeşide hayatını kaybetti.










Bu yazı :
VINCENT VAN GOGH: THE POWER OF ART Belgeseli esasa alınarak hazırlanmıştır.
Umarım beğenmiş sinizdir. Devamı için Lütfen bizi takip edin.


Sizden Tek İsteğimiz Lütfen Bir yorumu Çok görmeyiniz.

Unknown

Unknown

Ufak yaşlardan itibaren resim ile ilgilenmeye başladım.Bunun üzerine İeasydraw'ı kurdum.Bundaki asıl amacım insanların ve benim eserlerimi sergileyerek fikir alış verişi yapmaktı.

Önerilen Yazılar:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen payalşımlara yorum yapınız

Blogger tarafından desteklenmektedir.